3 Ocak 2013 Perşembe

moscow 2 (27 aralik 1 ocak)

Tekrar vatandayım. 

özellikle turt dışı seyahetinin ruhumda yaratıığı en büyük katkı sanırım, vatan denilen bir olguyu özümsemek oluyor. bazen arkadaşlarımda konusurken su tür cümleler duyuyorum " benim ülkem yok, ben dünya vatadanşıyım vs vs vsssssss " simdi bu tür yaklasımlar o kadar komik geliyorki. evet zamanında belki bende söylemişimdir bunu ama değil işte, su anki düşünceme göre zaten dünya vatandaşı olabilmek için önce bir vatana sahip olman lazım senin! biliyorum tezat gibi geliyor ama bu kıt ifade yeteneğimle yinede anlatmaya çalışıcam. ben dünyayı kültürel olarak ; yerli malı türkün malı herkes onu kullanmalı günlerine benzetiyorum. biliyorum gittikce daha karmasıklastırıyorum ama sanırım becericem yinede anlatmayı. simdiki okullarda var mı hatırlamıyorum ama zamanında yerli malı haftasında herkes kendi evinden birşeyler getirirdi ilkokula. kiminin annesi pasta, kimininki börek kimi meyve, kimisi kuruyemiş...
işte dünya bence kültürel olarak böyle bir yer! herkesin iyi oldugu ve kendine has oldugu konular var. 
japonların kibarlıkları, dürüstlükleri var onsenleri var. rusların sirkleri, sanata olan düşkünlükleri...
belli bir tarihi ve derinliği olan ve bunu en azınadan belli ölcüde koruyabilmiş her ülkenin kendi öz kültür mirasları var. işte senin kalkıp dünya vatandaşıyım demen için öncelikle sen dünyaya ne verdin buna bakman lazım bence. 
inekleyip 5 sıktan birini doğru doldurup, 4  harfli bir üniversiteyi bitirip ardından vatanımız onlarca yıldır poktan yönetiliyor die ben dünya vatandaşıyım dersen bende sana bi taraflarımla gülerim...
ya aslında söylenecek cok sey varda neyse ne yeri ne de su an moskovayı hazmetmek varken , enerjimi vermek istemiyorum. cokda anlasılır olmak gibi bi derdim olmadı sanırım hiç bir zaman. ve sanırım ondanda biraz tembellik yapıyorum yazarken, ve birde anlasılmak her zaman cift taraflı bir olgu.
yazıyorum , paylasıyorum, rahatlıyorum, mutlumuyum , mutluyum eee o zaman....
çak o zaman çak çakkk :P



tamam, klasik destanlarımdan sonra rusyaya geleyim tekrar ben (artık trde oldugum icin yasadıklarımı anlatmaya devam edicem direk ve tek bir zaman çizgisinden );

 moskovadaki ilk gecem rus bir kızımızın evinde geçti. eve gittigimde 2 rus kızımız  karsıladı beni. biliyorum klasik rus hatun - türk erkegi hayalleri su an canlanmıstır bi cok insanda ama o kısımları bana kalsın ne oldugu ne bittigi. sadece su kadarını soyleyim , rusyada ne ararsanız onu buluyorsunuz! ben bunu anladım. benim evinde kaldıgım ruz kızı, kamp, snowboard, dağcılık, bisiklet sporları yapan bi kızdı, ki zaten bilerek onu secmistim. ev arkadasıda sabahın 5 inde evde havluyla gezen bir rus kızımızdı :) zaten ortalıkta kurutmak için serilmiş iç çamaşırlarını saymıyorum, rahatlıklarının bu kısmı güzel ama :D . aynı rahatlık yaw kusura bakma evde yiyecek birşey yokda diyebiliyorlar. her koşulda açık sözlü olmak ve rahat olmak süper bence. bu arada yeri gelmişken söylim, hakikaten slav ırkında var bi keramet. hırvatistanda da burda da aynı şey geçerli. bu kadar güzel hatun bi yerden sonra hepsi aynı gelmeye başlıyor. mesela kızıl rusları dikkatiniz cekmeye baslıyor artık. ve sadece su geliyor aklınıza kesinlikle fiziksel güzelliklerinin altında yatan konu ; altın oran  ama neden bu insanlarda bu oran bu kadar güclü bunu anlamıs degilim. e bilim adamlarının benim kadar boş vakti olmadıgı için bu sorunun cevabı şu an cevapsız kalacak. ama abartmıyorum ; güvercinleri bile güzel :)

bu ablamızız gördüğümde inek şabanın ağanın kızını almak için wc işletmeciliği yaparak para biriktirdiği bir filmi vardı. direk o aklıma geldi. " ağanın poku üstüne pok olmaz" 
köydeki ağalardan kısmende olsa sanırım kurtuldu canım ülkem sıra şehirlerdekinde heralde.
uff neyse bazen yazdıklarımdan bende sıkılıyorum , sadete geliyim.
yer: moskova devlet kütüphanesi önü kişi: kitap okuyan wc işleten abla


yer:samsungun , ungunun gölgesinde moskova devlet kütüphanesi
 heykel: dostoyevski


 bu arada arbat arbat dedikleri sokakta hiç bişi yoktu. genelde hediyelik eşya satan mağazalar ve hep aynı hediyelik eşyalar satılıyor. bu arada yazın biraz daha güzel olabilir tabi arbat, sokak konserleri filan düzenleniyordur die tahmin ediyorum, raşın istiklal ; arbat.
eski arbatla yeni arbatın ortasındaki bir sokak burasıda


dediğim gibi hep aynı tür hediyelik eşyalar var, 55trilyon adet çeşit matruşka bebek tabi 1 numara bu hediyeler arasında (- ne kadar doğru bilmiyorum ama hostelde konustugum rus bir kız, bu matroşkalarının hepsinin çinden geldiğini söyledi :D:D )




burasıda yeni arbat işte. bu bianların üstündeki lazer oyunlara görülmeye değerdi (zaten bunun dışında görülecek pek birşeyde yok burada, ekstra kokoş raşalı ablalar dışında)





yaw şimdi bu fotodan yine rus hatunlarına gelicem. şehirde en fazla mağazalardan biri kadın iç çamaşırı mağazaları. çünkü gerçekten iç çamaşırlarına önem veriyorlar. bizde hala paçalı donlu ablalarımız 3 cocuk emri peşinde koşa dursun, oralarda böyle dünyalar var.

Doğu yakasında, Rusların Riyadıy adıyla anlandırdıkları ticaret galerileri vardı. 1953'te, bu galerilerin yeniden düzenlenmesinden sonra Devlet Satış Mağazaları (GUM) açılmıştır. ( bu kısmı direk  wikipedia dan arakladım )

şimdi rus kadınlarına değer verilmediği geyiği vardır hep. benim gördüğüm hiçte öyle değildi. kadınlar evet erkeklerin 2 katı ama buna rağmen kadınlar hep el üstünde tutuluyor. alttaki foto ekstra bişi değildi sürekli karşılaştığım bir manzaraydı. yeri gelmişken birazda yemek fiyatlarından bahsedeyim. bu alttaki foto kızıl meydanda gum alışveriş merkezinde. bizim herhangi bir alışveriş merkezindeki yemek fiyatlarıyla aynı seviyede. gayet güzel yemekler hemde. alkol fiyatlarıda türkiyeyle aynı. tek fark cok fazla cesit içki var haliyle ucuz olan içkilerde var, ve evet en cok vodka içiyor ruslar.
ha bu arada yemekleri çok zayıf. hatta vodkayı dahi direk sadece dilim ekmekle birlikte içiyorlar.




yine enterasan konulardan biriside bütün mek danıldslarda eşşşek gibi sıra oluyor.

havalar şanşıma gayet iyiydi, -5 filan ama bazen alışveriş merkezleri ısınmak için güzel oluyor. burası da kızıl meydanın arkadasında hemen yerin altında olan bir alışveriş merkezi. alışveriş merkezleride bize göre birazcık ilginc. su asagıda olan mesela, ele yapılan pedikür mü manikür mü, hangisi bilmiyorum ama onu yaptırıyor örnek fotomuzda, ha birde kıritmıstta herkesin başında noel şapkası war yaw pek doğal bişi bu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder