4 Ocak 2013 Cuma

moscow 2013 YILBAŞI (27 aralik 1 ocak)

bu sanırım son moskova sayfası olacak, bilmiyorum ne kadar zamanda bitirebilirim ama taslak olarak kaydedip bekletirsem en azından, parça parça bir sürü sayfa olmaz.

burdayken bir kaç genel bilgi vereyim, moskova hakkında;  genelde herkesin söylediği şey, metronun zor oldugu kiril alfabesiyle yazılmıs tabelalar oldugu için, kimsenin ingilizce bilmediği ve güvensiz oldugu idi.
ister istemez , herkes  böyle konusunca sizde geriliyorsunuz yola çıkmadan önce, ki benim gibi bütün planı nerdeyse moskovada yapınca daha bir tedirgin çıkıyorsunuz yola.ama hiçbirşey öyle değildi.
birincisi, kesinlikle güvensiz bir şehir değil bilakis her köşede polis geziyor, ben bu kadar çok polisi hiçbir yerde görmedim daha önce. ikincisi bütün mağazaların kendi güvenlik elemanları var, sanırım buda insanların kendine çeki düzen vermesini sağlıyor. tabii sunuda belirteyim benim bulundugum yerler genelde, merkezi yerlerde. büyük ihtimal moskovanında gettoları vardır oraları bilmem. 
diğer konu ise ingilizce  bilinmemesi, evet dubrovnik ve japonyaya göre daha azdı bilen insan sayısı ama kesinlikle üçte birden daha az bir oran değildi bilen sayısı, ve gayet yardımcı oluyorlar. yine kaç defa yer sordugum insanlar beni alıp aradıgım yere kendileri götürdü sayılarını unuttum. 
bir diğer konu ise metronun zorluğu; kesinlikle buda bence yanlış , evet kiril alfabesiyle yazılmış durumda bütün yazılar ama zaten ilk 3 harften ayırdediyor nereye geldiğinizi biliyorsunuz metroda. ki metrodaki duyurularda su istaasyondasın bir sonraki istasyon su diye bilgi veriyor , yazılısıyla okunusu aynı bir dil oldugu içinde gayet anlasılır oluyor. ücrete gelince bir binişlik ücret 1-birbuçuk tl gibi bir rakamdı. ama bütün aktarmalar ücretsiz. 
şimdi biraz daha görüntülü paylaşım yapayım :)

dediğim gibi metro gayet iyzi, bu mavi makinadan bilet alıyorsunuz. once teklik(23 ruble) veya ikilik(56ruble) seciyorsunuz tuslarla sonra parayı sokuorsunuz makinaya sonra cup die kartınızı ve kalan bozuklugu verior bukkkkk kadar bütün işlem.


gorki parkını muhakkak duyarsınız, duymassanızda gidin mutlaka, benden duymuş gibi olarak. ben sadece buz pateni yapılıyor sanıordum  burda. neyse bindim metroya indim culture park durağında (ruslar buraya şöle dior; park kultura), bi köprüden geçince karşısı gorki park. neyse yürüyorum baktım bi çocuk elinde boarduyla yaylanıor önümde, gittim çocuga ;
-ben : emmoğlu ne ayak , dağdan mı geliyorsun? ben var türkiyeden gelmek, rusyada çok merak etmek nerde yapılır snowboard?
-max : hacı yok ne dağı , buralarda ne gezer dağ. uzak bize , şurda parkta pist var orda kayıcam.
-ben: hadi be, garibim benim. benim vatanda varya 3 ayrı dağa yaklaşık 3-4 saat mesafedeyiz sadece , o kadar sanslıyız ama ağlama sizinde hatunlar  :D:D  (kartalkaya, erciyes, uludağ, ılgaz, pardon 4 dağ varmış). neyse hacı abi, nasıl pist bir pist burası? (bakıyorum öyle kapalı snowboard merkezi gibi bişi goremiyorum).
 -max : yaw takıl peşime, gösteriyim işte. nasıl tarif edicem sana simdi, allahına gurban.
-ben: tamam dayı oğlu takipteyim.

birbirimize söylediğimiz sıfatlar dışında muhabbet tamamen böyleydi. hatta ayrılırken sana bir hediye vermek istiyorum dedi; çıkarttı sırt cantasından kendi içeceği kolayı vermişti.
ruslara soğuk  falan filan derler ama bütün tümevarımlar insana dair sanırım yanlış, bu genelleme dışında:)

foto: gorki parkın içinden bir kare, büyük ihtimal soğuk savaş döneminde uzaya yolladıkları uzay mekiğidir.

işte max ve snowbarod pisti. ankarada olupta snowboardla biraz ilgisi olanlar bilir. gecen yıl saglam kar yagdıgında panoranın önündeki o hafif egimli parkta bir kac defa toplanıp hep birlikte rampa yapıp hoplayıp zıplamıstık . su arkadaki rampaların aynısı ankaraya yapılsa nasıldeli talep olur bence. ve moskovadaki bu rampaların işleticisi burton, bu fotoda gözükmesede üstte hayvan gibi tabeleası var. kendi ekipmanınızla geliyorsunuz ve kaymak beleş.



gorki parkta bende paten yapacaktım ama aksam 5 den sonra 2 katı fiyatlar, bende dedim gündüz gelirim. hem daha fazla gezerim parkı, yemekde yerim. bunun üstüne parkın karsısında bir fuar merkezi gorunce dedim oraya gideyim. bu alttaki fotoda parktan fuar alanına giden altgecitteki resimler.

hah işte tuhaf bir şekilde rüşvetle ilk karşılaştıgım yer bu kitapların içi oldu desem yeridir. geldim fuar girişine, girişte bilet istiyor görevli. dedim
-ben : yok bende bilet ama sanatın ve sanatcının dostu bir kişiliğimdir.
-biletçi : walla bilet 2000 bin ruble ,
ben : ohaa !! hök mök!!
biletçi: şaka yaptım şaka, bana sen  200 ruble ver yeter.
ben: cebe bakıyorum sadece 1000 ruble kağıt para , birde 15 rublelik bozukluk var.
bunu söyleyince biletçiye, nerdeydin die sordu. türkiye dedikten sonra, tamam hadi gir içeri dedi pis piss sırıtarak.  şimdi diyebilirsiniz ki bu adam seni yemiş beleş yere senden rüşvet istemiş ama değil cidden.
girişte gercekten insanlar ya davetiye yada bilet gösteriyordu. buda benim rusyada ki ilk ve tek olan hemde başarısızlıkla sonuclanan rüşvet girişimimdi :D

foto: fuar merkezinin en üst katında hediyelik eşyalar diğer katlarıda galeriydi.
alttaki fotoyu nasıl çekildi hadi bilin?







neden bilmiyorum ama minyatürlerle ilgili hediyelik eşyaları, cok sever oldum. türkiye de pek görmesemde şu ana kadar gittigim her ülkede mutlaka bunlarla ilgili bişi buluyorum. bizim için hediyelik eşyada dahi işlevi değil boyutu önemli sanırım. yada bana denk gelmiyor bu tür minyatürlerin satıldığı hediyelik eşya dükkanları.
 



fuar alanından hostele donerken, metroda bi ablamız bunlardan satıyordu.

birde büle bi iş kolu var anladığım kadarıyla yurtdışında. giy kostümü bul bi turist, bir şipşak cepte 100 ruble.

evet sonunda kremlin sarayına adım atabildim. sanırım 300 ruble (15tl civarı). içinde bi sürü minik müze ve ama en çokda klise vardı. yaw bütün dünya baya bir muhafazakar aslında. benim anladıgım bu. insanları yonetmek için arttır dini inancları tamam işte kaderci halk hoppp herseye şükretsin. bi kliseden cıkıyorum digerine giriyorum kremlinin içinde, sanırım birisi dışında bütün müzeler kliseydi zaten.
moskova dağın başında dümdüz bir alan. e bu kadar corak bir alanda ama her yer, doğalgaz ve petrolle dolu böyle oluncada sanırım yat kalk sabah aksam dua eden bi toplum olmus ruslar. bu arada sanırım yarısı kolye olarak haç takıyor.
simgesel takıdan acılmısken, rusyada bizdekinin tam tersi ele takılıyor alyanslar. yani sağ ele takıyorlar.


bu çanda , dünyanın en büyük çanıymış çar çanı die geçiyor. sonra yangın olmuş hoppp düşmüş bu çan aşşaya. e sen yaparsan 202 tonluk bi çan düşer tabi. hayır düştü koptu etti e olsun nolacak. tekrar yapıştır as çalsın şöyle doya doya. bi parça koptu die niye turistik hale getiriyorsun ki. bence ama hepsi hikaye, bu çandan çıkan sesten insanlar yerinde duramıordur bizim rus kardeşlerimizde tamam işte bulduk bahaneyi koyalım bunu müzeye bidada böyle çan yapanın demişlerdir, diyorum ben.

buda dünyanın en büyük topuymuş, bütün en büyükler kremlin sarayı içinde. en büyükler demişken putinin ofisi de burada bu arada, nerden geldi aklıma bilmem ama :)
birde bu ruslar cocuklarının fotolarını hayatta çektirmiyor anneleri  alttaki fotoda top bahane çocukları çekiordum :D  bazen öyle tatlı oluyorlar ki, böyle kıpkırmızı domates gibi yanaklar bere ve kapçondan bişi gözükmüor sadece 2 tane masmavi göz ve 2 tane domatesden ibaret  sanki cocukları.


sonunda içerdeyim. yani kremlin sarayında. içerde putin abimiz filan çalıştıgı için hafta sonu da olsa ciddi bir güvenlik var. hevesle kendime kanyak şişesi almıstım, önceki gün metrodan ( bu arada en ucuz hediyelik eşyalar metro duraklarında satılıyor, haberiniz olsun). neyse geceden doldurdum şişemi viskiyle.  cebimde geldim kremlin sarayının xrayine, bir güzel öttü tabi, rus polisi ya iç yada dök diyor. bende bir güzel sabah kahvaltı niyetine viski içmiş tam rus profiline uymus olduk (-gerci viski değil vodka olması lazımdı).
kremlin sarayında bütün kapalı mekanlarda foto cekmek yasak , yani kural olarak var böyle bişi. biz türklere göre yasak demek yakalanmamak demek olduğu için bir kaç foto çekebildim:)
bu arada bu kliselerden birinde abartmıyorum 1400 yıllardan kalma mezarlar var , bildigin firavunla yarışır. inanamadım sordum görevli tezeye yaw hakkaten bu tabutun içinde 600 yıldır bir amca mı yatıor dedim, evet dedi.
sonra bizim türbeler aklıma geldi, sonra o türbelerdeki yatan yerli amcalar geldi.
sonra, vay anasını dedim , hepimiz gardaşmıyız neyiz dedim.





bilmiyorum daha önce yazdım mı ama. rusyadaki eski kapılar pek güzeldi.







bitirdim kremlini gidiyorum, ama kocaman bir bina daha var ve içerisi cocuk ve ebeveyinleri kaynıyor anlatamam. palyacolar filan var.girmeyide denedim ama almadılar tabi. sanırım burası hala aktif olan bir devlet kurumu oldugu için, aklıma memurların cocuklarına özel bir etkinlik gibi geldi. kıristmıs kutlamaları ne güzel dedim. 




şimdi yukarda son yazdıklarımdan sonra yine baya zaman geçti. işyerinde o kadar verimsiz harcıyorum ki zamanımı anlatamam. tabi normal şartlarda oha nasıl yani? işyerinde iş yapılır denilir değil mi? değil işte, türk devlet yapısının memur istihdam etme amacının yüzde 80 sadece iş vermek olunca ve benim gibi birazcıkda! aykırı biri olursanız, iş saatleri nerdeyse tamamen size kalıyor. ve o iş saatlerini verimli değerlendirmeye bakıorsunuz. aslında bloguma dahil bircok konuya bu sekilde zaman ayırabiliyorum. devlet calısmak apayrı bir yazı konusu olur, bilenler bilir zaten.
neyse dicegim o ki, hem işyerinde vaktimi verimsiz kullanmam hem de sürekli gelecek gezi seyahetlerimi planladıgım için bazen baya ara veriyorum. zaman yönetimi denen kavramdan 3 gezegen ucagım kısacası, ama zamanla buda olur die tahmin ediyorum :) . birde simdi teomanı dinliyorum paylaşasım geldi. teomanı oldum olası cok sevmişimdir. gönülçeleni ilk olarak üniversitede bir hafta sonu (ki müthiş bir kar yağmış ve her yer bembeyazdı ) eczacılık tarafından şehre inerken dinlemiştim, eski sony walkmenimde o kaseti açısımı dinleyişimi... ah ahhh . bu arada anadolu üniversitesinde okudum ben. ilk dinledigim anda odtü deki bahar şenliklerinin birinde şebnem ferahla birlikte idi. way demiştim süpermiş bu adam. hala ikisinide çok severim hemde çokkk. simdi fizyde calınca birazcık paylasmak, birazcık o anları anlatmak istedim.

 veee taamam sustum geldim tekrar moskovaya ve fotolara. kremlinden cıktıktan sonra dün planladıgım gibi gorki parka gittim ama pek güzel bir başka sürprizde burda karşıladı beni hoopppp bilet satısı bitmiş :(
söyleki burası moskovada buz pateni yapıcam diyenler için ciddi bilgiler içermekte.
demiştim gündüz yarı fiyatı die ama bilet satısının kaca kadar olduguna hiç bakmamıstım. 5 te aksam seansı baslıor ama biletlerde yani gündüz biletleri 2 e kadar satılıormus. ben tam 2i10 gece gorki parkta oldugum için yine kayamadım :( fotolar kaldı birtek geride . bu köprü metronun park kulture denen duragında inipte gorki parka gecerken cektigim fotolar.






gorki parktan sonra,  üniversiteden arkadasımla bulusmak için tekrar kaldıgım hostelin metro duragına gitmek için yola koyuldum. bu anne ogul (-veya anne kız, rus cocuklarını kızmı erkek mi ayırt etmek çok güç ) tarif ettiler dönüş yolunu.yolda yürürken sohbet ettikten sonra ayrılırken fotograflarını cekebildim. genelde hiçbir rus kadını cocugunun fotosunu çektirmiyor çünkü.
çocugun tatlığını yorumsuz bırakıyorum.


işte gezmeyi, bunun için seviyorum.
üstteki örnek çekirdek aileden, toplumsal ideal fotograftan bir anda aşağıdaki fotoğrafa gecebiliyorum.
oturdugunuzda sadece hayallerde geciyoruz ve sürprizler bizim kurmaca hayal gücümüz kadar.

bu arada bilmiyorum bu fotografta ne hissetiniz ama bu iki kızı fotoğraftan değilde konuşma şansınız olsa o kadar güzel insanlardıki anlatması pek güç.


moskovada, her hangi bir ırmakta ki her hangi köprüden biri.


moskovada herhangi bir parkın her hangi bir kapısı :)


moskovayı sevme sebeblerimin basında sanırım korumakta zorlansada hala bir karakteri var. işte o karakterde bir cok ayrıntıda , hala yasıor.


moskovaya gitmeden önce gitmiş bir arkadasım bunu çok övmüştü. tani sıcak çikolatayı bende denedim ve gerçekten moskovada mutlaka sıcak çikolata içilmeli. pardon kaşıkla yenilmeli.



bilmiyorum belki istanbul metrosunda calgıcılar varolmaya başlamıştır. şu an tabi sesi yok ama cok hosuma gitmişti. -20 lerde sokaklara sahip bir şehrin sokak calgıcılarının metrolara inmesi gayet dogal tabi, ama cidden cok şirindi bu iki cocuk. ve yanımdaki arkadasımın sasırmamasına sasırmıstım. cünkü gayet alısıklarmıs. hakkaten bende bir kac defa denk geldim. ve para veren insan sayısıda baya fazla.


işte bombalardan biri daha, arkadaş rus ama o farketti bu ayrıntıyı.
can adamın anahtarlığına baksana dedi!!

adamın anahtarlığına bakıoruz hep birlikte! :)
hilal taktiğiyle sarmayı deniyoruz sanırım moskovayı bile


bu bildigin devletin ödüllendirme sistemiymiş, ayın başarılı memurları. len dedim mek danılslar börgır kinglerin taktigidir bu. can dedi bu panolar rusyada cok önemlidir, komunizm döneminden kalmadır. o vakitlerde mesela dedi ; bu panolarda simdiki ilanlar dısında her gün gazeteler asılırmış sayfa sayfa die anlatıyor, gazeta almaya parası olmayanlar için.



şimdi en kızdıgım rusla sizi tanıstırıyım.
bu alltaki fotonun cekildigi evde petrolle ilgili bir işte aylık geliri 4-5 bin dolar civarlarında olan genç bir çift yaşıyor. eşyalı kiralamışlar ama  1+1 bile değil 1 den ibaret sadece ve moskova merkeze 1 metro + 1 de otobüsle ulasıyorsunuz. yani merkezden 1 saat filan uzaklıkta. ve kirasına geliyorum 1000$ evet aynen yazıyla bin dolar. ve bu tek odanın büyüklügüde sanırım 20 m2 filandır. hadi bunların hepsine ok diorsunuz ama özellikle su sol tarafta isanın filan fotoları var orası cok enteresan, bildigim benim arkadasın böyle şeylerle alakası yok dedim ne alaka? ev sahibinin onlar her ay gelip evi kontrol ediyor!
yuh dedim ya ne ev sahipleri var mıs.
neyseki kendi evlerini almıslar su an yapılıyormus, yine bu evden daha uzakta bir yerden 400 bin dolara. moskovadan son dakika emlak haberleri bu kadar söz merkezde :P




simdi yeni bir güne başlıyorum bugün sanırım 31 aralık artık. önce bir tv kulesi var gideyim dedim ordan bir moskova kanatlarımın altında yapayım. nedense seviyorum yüksek yerleri, ama bunun benzerinden tokyoda önceden bilet rezervasyonum olmadıgı için çıkamamıstım kuleye. moskovada bakalım nolacak ? :)
sanırım daha öncede yazdım bunu. moskovanın her yeri heykellerle dolu, ya yaşlandım yada ben böyle sanata tüküremediğim için sanırım , bütün heykellleri çok sevdim ben. ve nerden ne çıkıcağını hiç bilmiyorsunuz.
işte bu alttaki heykellerde tv kulesine giderken karşılaştıgım , ruslar için küçük can için büyük heykellerdi haliyle...


yaw bu arada ruslar için küçük dediğime bakmayın, fotoğrafada aldanmayın bu alttaki iki heykel 5 katlı bir apartman uzunlugundadır.


bingooooo,
tokyodan sonra moskova dada kuleye cıkamıyorum.
gerçi bu sefer cıkamamak değil cıkmamak, ama bu sefer bilet değil bulutlar yüzünden cıkamıyorum.
vakit iyice azaldığı için dedim simdi burda bulutları izliceğime, bir yer fazla görürüm.



tv kulesinin dimi hakkaten tv ama.
istiklal marşı okunur sonra bu ekran çıkardı.
o zamanlar muhteşem yüzyıl, muhteşem patronlardan! fırça yemezdi, ikiside yoktu o zamanlar.

ama he-man vardı,
gölgelerin gücü adına....


yine tv kulesine gitmek için indigim durakta cokca insanın gittiği alttaki kapı vardı.
ne olduğunu bilmeden millet nerden gidiyorsa bende ordan gitmeye başladım. dedim yine fuar filan vardır heralde. ama bu en güzeliydi sanırım,
panayır.







şimdi birden bu böcekler nerden cıktı hemen anlatim.
öyle bir alan yapmışki bu rus abilerimiz, kocaman bir alan dışarda etkinlik alanları var.
ve belki onlarcada orta boyda fuar alanı gibi binalar var.
o binalara giriorsunuz, bazıları ücretsiz bazıları ücretli bir sürü gezebileceginiz etkinlik var.
bu fotoda onlardan biriydi. içerde bi sürü çeşit çeşit kaplumağa, kertenkele, yılanlar vs vardı.
sanırım bu hayvanları seven, besleyen bi rus o alanı kiralamış ve bu kısmı o işletiyordu.



hala kaldımı bilmiyorum ama gençlik parkınnın ayrı bir yeri vardır. top filan atardınız ortadaki delige düşürmeye çalışırdınız.
evet rusyada 2013 yılbaşın hala bunlar var


kremlin meydanı dahil her yerde var buz pateni, paten yapmamak kötü koydu beahh.
siz siz olun birazcık olsun sporu ekşını seviyorsanız mutlaka buz pateni yapın, benim gibi saflık etmeyin.
birde  unutmadan kaymaktan bahsetmişken. simdiden buz üstünde yürüme yeteneğinizi geliştirin.
moskovadan önce, sokakta yürürken,  sadece sarıkamışta bu kadar zorlanmıştım.
insanların moskova güvensiz bir şehir demesine aldırmayın sakın.
tek tehlikesi bence ordayken çanak çömleği kırmak!
her gün mutlaka düşen birilerini görüyordum. başta ah tüh diye düşenler için üzülürken rusların bu duruma bağısıklık kazandıgını farkettigim andan itibaren eglenceli bile gelmeye başladı düşenleri izlemek :D
aman çanağa dikkat rusyada...



yerli malı , yurdun malı herkes onu kullanmalı,
vatanını seven birini rusyada bir panayırda karşısına çıkan taç yorganları bile mutlu etmeye yetiyor.
bunu seven sunuda sevdi ; " bir kilim yeter sevgilim"
he he :)



hani bazı şeyler anlatılamaz ya. bundan sonraki kısımlarda işte öyle.
anlatamam ki!

biraz foto sadece...





















üstte ki biraz fotoları, biraz açıklamaya çalışayım.

can panayırdan çıkarken çok güzel bir kar yağmaya başlamıştır. metroya biner. metrodan çıkar her yer bembeyaz ve muhteşem bir kar yağmaktadır. moskova üniversitesine ( ağaçlar arasındaki bina) doğru yol alır. bilim aşkı değildir canı o yola sürükleyen.
sonra sirke giderler, muhteşemdir .
ardından kızıl meydana giderler. rus polisi bir süre bekletir kızıl meydana almaz kimseyi başta.
sonra ilk polis kontrol noktasından içeri alınırlar.
ikinci polis kontrol noktasında polis, pasaportu sorar.
türk pasaportu görünce alamayız der.
rusyadaki en büyük hayal kırıklıgı o an yasanır!
sonra polisle diyaloga girer. polis sonunda ben bilmem amirim bilir der.
gider, amirle diyaloga girer.
amir canı görür , tamam girebilir der.
can uefa kupasını kazanmış beşiktaşlı futbolcularla kucaklasmak için koşarcasına, polisten kurtulmanın verdiği sevinçle kızıl meydana doğru koşarlar.
kızıl meydanda 2-3 saat dans edilir.
veeeeee

zamanı durdurmaya çalışır insan bir anlığına!

2013

kar moskovada yağmak için,
havai fişekler kızıl meydanda atılmak için,
ve moskova soğukluğuyla insanı ısıtmak için var bence...



işte bir üstteki fotoyu kızıl meydana girenlerin bir anda tekrar moskova sokaklarına dagıldıgı 00.10 sularında çektim. ve kesinlikle çok güzeldi, ve bir gün orda tekrar başka yılbaşında orda tekrar olucam.
ardından bir kafeye gittik oturduk saat 02 ye kadar çünkü o saatte kapanıyor metro 06 tekrar acılana kadar.
kafede otururken böyle insanlar girdi içeri. ama inanılmaz güzeldi kostümleri, fotoda pek anlasılmasada , müzikte yapıyorlardı vede.


ertesi gün yani dönüş günü yani 1 ocak.
evet bugun açık yer bulmak moskovada baya güç!
1 ocakta yapılacak en iyi şey metroda anlamsızca bir oraya bir buraya gitmek,
bizde öyle yaptık.










simdiden söyliyelim 30-31 aralık ve 1 ocakta en cok görüceğiniz şey moskovada. aşağıdaki tablo olacak sakın şaşırmayın. rusyada cok ama cok fazla kazak ve benzeri ülkelerden gelip , toplumun en alt kesiminin yaptığı işi yapan insan var. ve işte onların hepside dediğim günlerde moskova sokaklarında geziyor. ve çoğuda erkek :) moskovada sanki kocaman bir kazak askeri birliği varda hepsi izne cıkmıs gibi bir görüntü oluyor.
ama hiçbiri rahatsızlık vermiyor. tek sıkıntı hepside man in black tarzı giyiniyor, zaten kapkara hepsi :D birde giyisileriyle tam oluyorlar. ama dahada ilginci kızıl meydana kesinlikle almıyor polis.



dönüş yolu ben ve çekirdeğim.


aeroexpress istasyonu burası fiyatı 15  tl civarı idi . başta demiştim anlatırım die. otobüslede gidilior  (1 tl) havalanına ama riskli olurmus trafikten.aero expressle sehir merkezinden havalanlarına ulasımı sağlamışlar moskovada. hızlı değiller ama tam saatinde kalkıyor ve durmadan direk havalanına gidiyor. istasyonunda subway var, türkiyede hiç yememiştim ama rusyadaki gibidir heralde bundan sonra kesinlikle bu sandviclerden alırım. ayıptır sölemesi acık yer bulamadıgınız için yılbası ertesinde moskovada. su trende o sandvic öyle güzel geliyorki :)
nerdeyse en önemli şeyi unutuyordum.
trene binerken bilet alıyorsunuz ama kimse bileti kontrol etmiyor.
allah diyorum bizde olsa bu nasıl suistimal edilir. neyse cepte duruyor bilet sonra geliyoruz havalanına, yürüyen merdivenlerden cıkıp havalaına giricez.  aneyyy oda ne!
karsıda bir turnike, bileti burdan havalanına girerken okutuyorsunuz, haberiniz olsun sakın atmayın o bileti yoksa kimbilir cezası ne kadardır.


yine moskovada cok sevdiğim durumlardan birisi. insanlar spor yapıyor -20 derecelerde hemde spor yapıyorlar. koşuyorlar, paten yapıyorlar ve en son alttaki fotoyuda görünce oha dedim ya ohaa, heralde bu adamlar alacak o kadar madalyayı olimpiyatlarda.
tren yolu boyunca kayak izleri vardı ama yol dumduz başta dedim heralde birisi kayagını denemiş. benim bildigim kayak hop binersin lifte hop inersin tepede yardır aşşaya sonra. görmemişiz böyle düz yerlerde kayak yapan napalım. ama alttaki rus amcam ve yol boyu gördügüm bi sürü amcalarım, teyzelerim.
kimisi köpeklerinide almıslar yanlarına düz zeminde kayak yapıyorlar, benim ancak kış olimpiyatlarında gördüğüm spor adamların yaşam stili.
yuh dedim helal dedim vay anasını dedim,
dedimde dedim " anlıyorsun değil mi" tamda şimdi bunu dinlerken cuk oturdu .















rusya ben seni çok sevdim.

ve senle

dillerin gereksizliğini öğrendim.