28 Aralık 2012 Cuma

moscow 1 (27 aralik 1 ocak)

Hem bosna hem de kibrisla ilgili yazilarimi tamamlayamadigim icin. Birdahaki gezimde  neden ordayken yazmiyorum demistim. 

 Tanimlasi zor bir sehir olan moskovadan (biliyorum klasik bir fotoyla oldu ama :) ) merhaba



bugune kadar ki en heyecanli ucusumu, ankara-moskova arasinda yapmis oldum. nedeni ise; ucak karadenizin ustunde ucmaya basladiktan inise kadar en ufak birsey gozukmuyordu. bembeyaz heryer kendimi  bilmesem, kendimi cennette sanicam o kadar. kaptan inise gecioruz dior ama ne inisi diorum icimden ben bu havada asansorle  1 kat assaya inemem. son ana dogru pisti gordum ama pistte bembeyaz yari buzlu gibi allah diyorum yaw bu ucaklarda nasil bir kis lastigi var. (bu arada bir dipnot , bu hafta flighti izledim. guzel film ama gayet gercekci bir ucagin dusus sahnesi var, sanirim onun etkisi hala ustumde. birde ustune, maddi hasarli bir trafik kazasi gecirince. ki bu kaza yuzde 99,999999 6 yillik arabada 10 yillik  yazlik teker kullanmam neticesinde kaynaklandi.  biliyorum nasil oluyor diyorsunuz bu is 6 yillik aracta 10 yillik teker. ama gercekten oyle, yeni lastik alirken safligimdan  depoda 4 yil beklemis lastik alinca biyle oluyor. moskovadan bir msj vermek adina madem anlattim tam anlatayim. onumdeki arac gidiordu. bende gidiordum. onumdeki arac, onune araba cikinca durdu. ben onumdeki arac durunca, duramadim. gum pat tas oldu sonra. siz siz olun kotu tekerlerle yola cikmayin :( )
iste bu ruh haliyle araligin 27 sinde moskovaya gelince insan. olumsuz hayal gucu delu gibi calisior. ama hakkaten hala o boeing 737 inin  tekerleri o buzda nasil durdu hala aklim almiyor. bu arada bazi pilotlar pek havali oluyor, ulen diosun surda iste 2 cumle lak lak edeceksin. hatta ucak degil urfa 69 firmasinin soforu olsan muavin konusucak tenezzul bile etmiceksin, konusmak icin. noluyo yani yonettigin  makina biraz daha kompleks die derdim bu ucusa kadar. ama bu ucusun pilotu oyle rahat ve oyle kendinden emindi ki sesi, bu adama canimi emanet etmeyi gectim, cocugum olsa direk bu pilota evladimi sunnet bile ettirirdim. evladimin pipisini bile emanet ederdim yani. sanirim birak sacmaladim ama ciddi gerilmistim iniste ve orda anladim iste pilotlar neden konusuyor, icinizde tuhaf birguven oluyormus zor bir anda. tamam tamam moskovaya donuyorum ama simdi gece 2,37 burada yarin devam edeyim artik. unutmamak icin anlaticaklarimi yazip.


saglam salim indikten sonra, ilk dikkatimi ceken sey, havalaninin ucak mezarligina benzemesiydi. havalanin her kosesinde buzdan heykel gibi gozuken ucaklarla doluydu sanki 1o larca yildir hareketsiz duruyorlarmis gibi, unutmassam gidisde fotograf cekicem zaten.
pasaport kontrolu cok rahatti ne kadar suratsiz olsada polisler (- rus kadinlarina suratsizlikta yakisior gerci) agizlarindan cikan 2 kelime oluyor;
- 1: seyahet icin mi geldin?
- 2: surayi imzalarmisin? (-cipli pasaporttan otomatik bilgilerimi yazdiklari minik bir kagtta oturma izni veriorlar' japonyada da buna benzer bir kagit vermistilar)
bu iki kelimeye benim cevabim ;
-evet
-burayi mi?sonra sak bi imza islem tamam. bugune kadar ki en rahat ulke girisimde bu sekilde gerceklesmis oldu.

ustteki fotolarin hepsi kremlin meydanindan. tam alttaki foto ise kremlin sarayina girebilmek icin asilmasi gereken sira. bu sira karsisinda pes ettik.


ucak durdu inicem 4-5 sira onumde bi sima tanidik geldi, bakiyorum. oda bana bakinca ayni anda sanirim tanidik birbirimizi universiteden bu yana gorusmedigim bir arkadasim, umut. onlarda nisanlisiyla moskovaya geliorlarmis ve donus ucagimiz bile ayni. bulusabildigimiz zamanlarda bazen birlikte geziyoruz. iste alttaki fotoda o anlardan birine ait. ama sakin moskovada yaya gecidi olmayan yerlerde karsidan karsiya gecmeye calismayin (zaten zor gecersiniz ). hostelden aldigim tanitim kitapciginda yazan uyariyi aynen aktariyorum ;
-"hayatinizla tavsanla oynanir gibi oynanmasini istemiorsaniz mutlaka alt gecitlerden veya yaya gecitlerinden" gecin. evet aynen yukardaki gibi yazior kitapcikta.

umutun su an moskovada calisan yakin bir arkadasi  bizi havalanindan aldirdi. tabi aslinda umut ve iremi aldirdigi ama benim balima denk geldi. koca moskovada umutlarla 1 sokak uzaklikta kaliyorumusuz.
onun icin vnukovadan kizil meydana nasil gidilir pek bilmiyorum, donuste eger yine birlikte donmessek arabayla, anlatirim donusu. arabayla ama 35-45 dk araliginda bir sure tuttu.
sanirim bundan once, saray bosnayi gormesem cok daha fazla sasirirdim moskovanin duzenine. komunizim doneminden kalma bir sehircilik anlayisi galiba. inanilmaz buyuk sokaklar,bi suru apartman ama buna ragmen ferah bir sehir. havalanindan kizil meydana gelirken ilk hissettigim buydu.

10 Aralık 2012 Pazartesi

amasra (8-9 aralık)


işyerinde kimse kalmadı sanırım bir ben birde güvelikler var bu kocaman binada. sebebi ise özel sektörde çalışan arkadasımı beklemem. yoksa beni bu saatte hiç bi güc tutamaz. benimde arkadasımı bekledigim bu sürede bir kac satır yazı yazmak geldi amasra hakkında.
coktan fotograflarını hazırlamıstım ama bi türlü vakit olmuyordu. 

amasraya 8-9 aralıkta tek gece konaklamalı çadır kampı yapmaya gitmiştim. uzun süredir amasrayı merak ediyordum hemde yeni kışlık uyku tulumunu denemem gerekiyordu, ciddi bir kamptan önce.

ankara amasra arası sanırım 4 saat otobüsle, otobanan cıktıktan sonra özellikle güzel yol manzaraları çıkıyor.

amasranın doğası yanında en sevdiğim şey işte bu görüntüler oldu, her yerde köpek ve kedi var.
bir şehrin kedileri bolsa, farklı bir ruhu oluyor o şehrin.

amasra bence kesinlikle görülmesi gereken bir yer, heleki yazın ankara için bulunmaz fırsat. ankara da yapacak birşey yok klişelerine inat çok güzel biryer. minik bir çarşısı, onun hemen ilerisinde güzel bir sahili ve yine hemen 100 metre mesafede bir sürü güzel balık restoranı var.

tabi benim için öncelik cadırımı kuracağım alandı. önce sahile gittim. sahile giderken nerden görüpte geldi bilmiyorum ama hemen bir teyze geldi yanıma;

-pansiyoncu teze : pansiyonumda yer var fiyatıda  40 tl , kalacak yer arıyorsan dedi.
-ben: yok teşekkür ederim. ben kamp yapmaya geldim.
-pansiyoncu teze : kamp mı ?
-ben:  yani cadırım var cadırımda kalıcam burası uygun mu sence dedim?
-pansiyoncu teze : gece olunca, seni sarhoşlar burda rahat bırakmaz.

sonra ısrar etmeye devam etti. en son hırvatistan zadarda terminalde böyle bir teyze gelmişti ama neyseki orda hırvatça bilmedigim ve kadıncagızında ingilizce bilgisi " rent a room" dan ibaret oldugu için fazla ısrara maruz kalmamıstım.  neyse bizim yerli pansiyoncu teyzeye, üstüne para versen yine kalmam. ben buraya çadırımda kalmak için geldim filan diyorum ama yok anlamıyor, hala devam ediyor ısrara. en son  tamam sen söyle pansiyonunun telefonunu ben eğer cadırımda kalmassam söz senin pansiyonda kalıcam dedimde öyle yırttım teyzeden.

sonra biraz daha ucuna doğru gittim sahilin.
otobüslerde kullanılan plastik şeffaf bardağından şarap içen biri vardı sadece ve onunla da aramızda şöyle bir diyalog  geçti ;
-ben : iyi günler (şarapçı kardeş (bu kısım iç ses))
-şarapçı : iyi günler
-ben : burada çadır kursam bi sorun olur mu sence?
-şarapçı : nasıl bi sorun?
-ben : bilmem ki, birisi gelir rahatsız eder filan.
-şarapçı : haaa, yok yokk bişi olmaz kimse gelmez. yazın olsa olurduda kışın kimse gelmez.
-ben : peki bura dışında daha ağaçlık, boş bir yer yokmu önerebilceğin.
-şarapçı : yani başka yer yok yakında. (cepten google mapsten kalmayı düşündügüm kaleyide gösterdim bu arada, burası nasıl sence diyorum)
evet orada olur. ama ne işin var burda boşuna yorulma oraya kur buraya çadırını.
-ben : burda ama evler filan var ben yalnız olayım, ağaç olsun filan istiyorum .
-şarapçı :sen bilirsin ama burası iyi yorulma bosuna oraya.
-ben : tamamdır teşekkürler

sonra sırtıma aldım cantamı , düşündüğüm yere. amasra kalesine doğru tırmanmaya başladım.
yalnız saglam rüzgar alıyor ve bayada ürkütücü idi kamp yeri ararken gezindigim yerler:) bu arada amasraya giden veya gidecek olan olursa. deniz fenerinin arkaları oluyor burası, yani hem bu  alttaki foto hemde çadırımı kurdugum alan.


aramama, yorulmama ve sırtımda çantamla en tepeye kadar tırmanmama değdi ama sonunda.






işte bu fotoların hepsi amasra deniz fenerinin arkaları giderseniz mutlaka ama mutlaka özellikle arkasınıda gezin fenerin. bu fotoları sevdiyseniz büyük ihtimal bu videoyuda seversiniz.


genel de, insanları anlamıyorum. 
1 bardak şarap, 1 dilim ton balıklı ekmek...
öyle çok şeye bedel ki...


burasıda tavşan adası, hala deniz fenerenin etrafındayım.



canım ülkem.
en alttaki fotodan bu insanların neyin üstünden karşıya geçmeye çalıştıklarını daha net görebilirsiniz. bu yüzen rıhtımın üstünde insanlar balık tutuyorlar. buraya giriş ve çıkışlar işte bize has şekilde yapılmış.










bir foto da bartından olsun. bu caddeyle sınırlı bir şehir degil bartın ama vakit yoktu gezmeye.


amasrayı ben çok sevdim.