17 Eylül 2012 Pazartesi

ankaraya bir saatte : orman, göl, mağara : huzur //// ankarada ise : ??

 ben çok istesemde cumadan çıkalım diye, çağrı yüzünden cumartesi sabah 11 de anlaştık buluşmaya,
ardından iceğimiz yer güdül-sorguna yola çıkamadık çünkü bazı almamız gerekenler vardı, onları almaya gittik sonrasında yola çıkabildik sonunda ama 12.30-13 ü buldu sanırım saolsun çağrının oluşturduğu harita süper olmuş ben öncesinde değil şimdi anlasamda bidaki sefer için süper,

buranın kampla ilgilisi yok, ihtiyaçlarımızı aldığımız bir alışveriş merkezi

YOLLAR

sonunda yoldayız,yolları, ve yoldayken fotoğraf çekmeyi çok seviyorum


bu fotoğrafları bunu düşünerek çekmemiştim ama, fotoğraflara bakarken kafam çok karıştı,
arkamıza gelecek için mi bakıyoruz,
yoksa arkamızda mı gelecek,
veyahut kapa çeneni can sen sus, fotolar mı konuşsun

YEŞİLÖZ KASABASI, DERESİ, ASMA KÖPRÜSÜ

sorgundan önce yol üstünde olan  yeşilöz kasabası nda durduk biraz fotoğraf çektik, yeşilöz  şirin bir kasaba, beypazarı özüne sahip aslında ama onun daha miniği ve turistik olmayanı doğal olarak avantajı ise , motorcu, kampçı ve trekkingciler dışında pek bilinmememesi 

kasabada böyle iki adet metal asma köprü var değişik birde mağaralar var ama o dönüşte,



sürekli fotoğraf çeken iki deli tipindeydik, saf ben makinanın sarjını unuttuğum için çabuk bitti, sonrasında birazda go proyla devam ettim fotoğraf çekmeye

hah işte size önericeğim şey kesinlikle bu, eğer ki yolunuz düşerse mutlaka tek başınıza koşun bu köprülerde,

burası bir üstteki köprünün altı sayılır, zaten minacık yer yeşilöz arabadan inip birazcık etrafa bakarsanız görürsünüz ki

akdeniz tarafına gitmenize gerek yok ayağınız suda bişiler yapmak için, hem burası beleş, takın şapkayı oturun yapın pikniğinizi mangalınızı, ayaklarınız suda




evde bakarken ürküten bir fotoğraf oldu bu beni, sağ alttaki taş özellikle canavara benzemiyor mu? benim mi hayal gücüm fazla gelişmiş yoksa? dahada ilginci yine bu fotoğrafı çekerken bunu farketmemiştim, sadece tuhaf bir şekilde derenin ortasındaki taşın üstünde kendi hallerinde duran 3-5 tane nohut büyüklüğünde  taşlardı, sonrasında evde görünce ürktüm ama sanki birisi oraya koymuş gibi


 




arabanızı aşağıda derenin kenarlarında bırakıp mutlaka ara sokaklara girin ama,

işte bu su müthişti, ben tadını çok sevdim, hatta marketten aldıgımız pet şişelerdeki suyu boşaltıp burdan su doldurduk, bu arada yazdığı gibi 9km öteden belde halkının yoğun emeğiyle gelmiş bu su, bembeyaz yüzlü bi teyzem anlattı, saolsun bir pet şişede o verdi, keşke fotoğrafını cekseydim ama klasik geleneklerimizden cekindim sanırım, ha bu arada ne alaka derseniz iki çeşme soldaki buzdolabı dağdan kaynağından gelen suyu birde buzdolabında soğutmak için, yeşilözde su bence bu dolaptan içilir 



böyle kediler vardı ara sokaklarda, nasıl bir yer olduğu bu yavru kedinin yolun ortasında şezlong bekleyişindende anlaşılıyordur


yeşilözden sorguna gitmek için hoopp yukarı tırmanıyorsunuz, alttaki fotoda solda kalıyor yeşil öz, tırmandıktan sonra azcık biraz düzlük oluyor hafif eğimli yine ama yukarı doğru, sonrasında birden sık ağaçlar ve aşagıya iniş başlıyor




yeniden,
arka ve ilerisi,
tamam tamam bu kadarcık, felsefe yok bu sefer

SORGUN, GÖLETİ, YAYLASI, ORMANI

sorguna cok az kala kimse vurmasın atları, yine felsefe yapmak gibi olmasın ama nasılda yakışıyor özgürlük atlara ki,( kimi insanların ruhuda aynen böyle), baya at çektim ama hayatımda bu kadar cok atmı gordum bu kadar yakından ondan mütevellit atlı fotoyu biraz çok ekledim





sorgun zaten minicik biryer hop diye içinden geçip tabelayla sola dönüyoruz, sorgun göleti ve yaylası tabelası var (baştaki haritadada işaretli keza), ve sonrasında sorgun yaylası

yaylanın ilerisinden ormana daldık biz (o fotolarda ilerde) ama yeşili bu kadar güzel olunca yaylanın içinden akan minik bi derenin





bundan sonrası orman ve kamp alanımız,

nasılda ama yakısmıs uyumlu olmus cadırım ve tulumum fotosu degil, bilakis su ana kadar ki fotolar içinde (ki çok sevsemde) en çirkini bu dimi, ne kadar ayrık doğadan, fabrikada yapılmış bir ürün, yerine yuh diyen olmassa, bir kızıldereli çadırı hayal ediyorum (bundan sonraki fotolar go proyla, normal makinamım pili bitti burda)


doğallık ise güzellik, eline sağlık çağrı yeniden (patatesleri unutup üstlerine işemesek daaa iyydi ama ossun)



alkol güzel beah, heleki beyaz şarap artı şeftali artı ateş varsa ormanın bi köşesinde,
dens dens densssss


sorgun göletide burası işte, ağer gölete giricekseniz kamp yapsanızda yapmasanızda sanırım girişte aracınızdan kişi başı 5 tllik bir ücreti vardı, ama aracınızı kamp alanına değilde etrafına bırakır ve cevresinde yürürseniz hiçbir ücreti yok, kamp alanı dedigim yerde çeşme tuvalet, bank  ve insanların olduğu biryer mangal serbest tabi , çok olmasada yinede insanlarla olmanın bedeli 5 tl, yani birde üstüne para veriyorsunuz

bu salak fotomu özellikle koydum, kamp çadır dediğinizde normal yurdum insanının 100 kişiden 90ı güvenlimi dır dırı olur evet o kadar güvensiz ki, şarapı tripodla açmaya çalıştıgınız için ormanın bi köşesinde tripodla elinizi minicik sıyrık yapıp onu yara bandıyla bantlıya bilirsiniz,
doğa çok tehlikelidir çokkkk hem bi sürüde böcek vardırrr , çadıra gelir  iğğğğğğğ nasıl kamp yapılır





şehirdeki hala sahalarda top oynamak ne güzel dir dimi fahriye abla, burada oynamak varken


YEŞİLÖZ MAĞARALARI

dönüşte yeşilöz deki mağaralara uğrayalım demiştik, iyikide uğramışız, bugune kadarki en tehlikeli ekşınlarımdan biri burda oldu alttaki fotoda sağ tarafta ve fotoğrafın ortalarında gözüken mağaralara tırmandım, kadınlı erkekli önümde çıkan bir çift görünce kolay sandım, ama pek öyle olmadı.
hatta son dönemde en korktuğum anlardan biridir bu tırmanış, o öndeki grupta zaten yeşilözlüymüş, siz siz olun sakın ekşın yapılan bir yerde oranın halkının gazına gelmeyin (onların sizin ilk kez yapmaya kalıştığınız işi büyük ihtimal 7 yaşından biri yapıyor oluyorlarmış, bunu tırmandıktan sonra öğrendim tabi) baya korktum kafayı gözü yarıcam diye, değdimi derseniz güzeldi ama cidden sporla çok ilginiz yoksa sakın çıkmaya çalışmayın, çıksanızda inemeyebilirsiniz.

işte buna yakın bir çıkışı var, can maldır cana bakmayın ( arkadaşlarım pek öyle düşünmesede gerçekten normalde daha ihtiyatlıyımdır, daha az mal yani)

neyse güvenlikle ilgili mevzulardan sonra cıktıktan sonraki manzaraya geleyim, böyle bişi işte, bu arada sorgunda fotografın tam ortasındaki tepenin tam arkasında

hah çıkınca büle deliklerden yeşilöze bakıyorsunuz







ANKARA : GÜVEN OTO

aynamı kapatmazdım hiçbir zaman, birisi öğretene kadar, kendisine çok daha özel iltifatlar etmiştim aynamı ilk gördüğümde onun için şimdi sıralamayım yine, siz siz olun bahçelide aynanızı kapatın, benim gibi aynayı koli bandıyla bantlamak zorunda kalmak istemiyorsanız.
işte bundan dolayı sorgundan dönerken aynayı bi sorayım dedim (yenisiyle değiştirmek için) hemde çağrının burayı seviceğini biliyordum (çağrı tek başına çernobile gidip orayı gezmeye kalkan başka akıllı bir arkadaşım bu arada, neden seviceğini düşündüğüm tahmin edilebilir sanırım).
bu arada oğlum sen buraları nerden biliyorsun derseniz, arabanın kaskosu yokken sağlam bi kaza yapınca insan, bir araba nasıl en uyguna eski haline getirilir öğreniyor mecburen, kimsenin bu bilgileri bilmesine gerek olmaz umarım, ama fotoğrafları paylaşmak boynumun borcu




en tuhaf otolardan birisi bu ikisiydi, ikisi aynıydı ve cok eski otolar, kimbilir ne hikayeleri var




hayvanlar her yerde öyle güzel ki, ama nedense bu köpekte ayrı bi yorgunluk vardı

işte bu araçta içim bi tuhaf oldu, pazardan veya köylerinden gelen bir aile büyük ihtimal, içinde hala patates ve biber
var

sanırım anlaşılmıştır ama yinede anlatayım, güven oto gidip geneli kaza yapmış ve halk arasında pert olmuş diye geçen araçlardan sizin ihtiyacınız olan parçaları aldığınız değişik bir mağaza,
buraya gelenlerde, büyük ihtimal benim gibi kaza yapıp arabasını en az maliyetle eski haline getirmeye çalışan insanlar oluyor,
yani bir tür araçlar için organ nakli merkezi,
bazı şeylerin bedeli çok ağır oluyor, buralara kimse gelmesin,
çünkü kanlı hava yastıkları görmenin bedelini hiç bir kasko ödeyemez, en azından kaskonuzu yaptırın ben yaptırıyorum artık, ve nolur ehliyet kemeri takın